ÇATI KATINA KAVUŞMAYA SON 3 GÜN.

Öyle bir an gelirki, içindeki o ses alıp götürür seni bambaşka diyarlara, ve çok mutlusundur… İçin içine sığmıyordur, senden bir sen daha çıkıyordur… Yüreğinin kanatları olsa belki de uçup gidecektir avuçlarının arasından. Bilinmeyen, çözülemeyen bambaşka hislerin kucağında tutsaksındır… Tarif et dersin edilemez… Görülmez, duyulamaz, ulaşılamaz… Ama adı konmamış, gizemi çözülememiş kilitli bir sandık

gibidir; içinden ne çıkacaktır onu da tahmin edemezsin… Adını koy dersin koyamazsın… Biri konmuştur belki yüreğinin bir köşesine ve oradan beynini kemiren bir fare gibi düşünme gücünü yok ediyordur veeee… yaşamının akışını alt üst etmiştir, şimdi çık işin içinden çıkabilirsen… Can!! Çatı katımızda bizi sakla
Benden alınan, bana ait olan ne varsa…
Canımı sıkan tek varlık kalmasın yanımda.
Ve can al götür beni ne olur
Ne karanlık olsun
Ne aydınlık
Görmesin gözüm
Ve arada gel.
en ıslağından öpücük kondur kuruyan dudaklarıma..

Nefes~ ölelim birlikte.

Sen Varsın Diye Ben Bu İstanbul’uSevdim…

Kışı severiz biz baharı yazı değil

Dikeni olan gül severiz, kaktüs severiz.

Geceleri 1 m2 lik terasımızdan Cihangir adliyesini seyretmeyi artık onu da seyredemiyoruz kocaman bina diktiler önümüze.

SEN BU ŞEHİRDE VARSIN DİYE SEVDİM…

Bu şehri….

İçinde SEN olan her şeyi sevdim.

Çektiğin fotoğrafları hele o sincap ı

SEN BU ŞEHİRDE VARSIN DİYE SEVDİM…

Bu şehri…

Sen Varsın Diye

Aşkla Gövdesi Tatlandırılmış Keteyi,

Hazırladığın kahvaltıları, ayıkladığın onca narı

SEN BU ŞEHİRDE VARSIN DİYE SEVDİM…

Bu şehri…

Evimizin kapısına her geldiğimde hoşgeldin guzummmm diye açışını Alibeyköy otogarından otobüs kalkana kadar beklemeni

Kar kış demeden birbirimize gelişlerimizi

SEN BU ŞEHİRDE VARSIN DIYE SEVDİM…

Bu şehri…

Ve…

BEN SEN VARSIN DİYE SENİN SEVDİĞİN HERSEYİ SEVDIM…

Ben seni çok sevdim sevmelere devam ….

Nefes ~

Seni özledim derim su topladı,
dokundum patladı ve tenimden süzülüp toprağa düştü
Toprak mahsül verdi yeni yeni özlemlerim oldu, çoğaldı sığmadı evrene
Hınca hınç, sıkış tepiş yaşıyorum her birinin arasında
Bir gün hepsini ellerimle öldürüceğim sen karşıma gelip dikildiğinde
Şimdi mecburum onlarla yaşamaya, özlemin sırtında yatmaya
Ses et, ses ver bir yerlerden çıka gel
Deniz rengini bulsun, kafam yere insin
toprak mahsül vermeyi kessin
tüm özlemlerim ölsün!

Çok bilgisel.

TİMÜS BEZİ

Genç ve sağlıklı olmak ve kalmak için Timüs’ü eşşek sudan gelinceye kadar dövmek lazım 😂

Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur. Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir. Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur. Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit olmuşsunuzdur. Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır. Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir. Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışır. Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar ayrıca geç yaşlanır. Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilirsiniz. Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. “KAHKAHA” atabilirsiniz. Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir. Hani yıllar geçer de aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle tanıdığımız bu insanı görünce “hiç değişmemişsin, ne gamsızsın…” deriz ya, işte timüs bezinin gücü. Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar.

Bir de Google’dan bakalım:

Mutluluk ve Timus bezi ..

“Mutluluk bir seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir.”
Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.
Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonlarını hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.
Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.
Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.
Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.
Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor.

Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu : Gülmek. Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor.

Timusu uyarmanın ikinci yolu : İki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.

Timusu uyarmanın üçüncü yolu : Dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.