Beni bu havalar mahfetti 


“Kendimizi özgür zannediyoruz oysa ki sadece ipimizi biraz uzun bırakmışlar. Sınırlara gelince fark ediliyor bu. Dışarı çıkmak isterken kendini cama vurup duran yarı delirmiş karasinekler gibiyken. Sadece geceleri, yapayalnız ve yalınayakken anlaşılabilecek şeyler var.” Yazmıştı. Ne kadar haklıydı. Şuanda, tam da şu dakikada her şeyi geride bırakıp başımızı alıp gidemememiz, kafamızdaki tüm düşüncelerimizi ay ışığıyla konuşamamız, ve yağmurda saatlerce boşluğa yürüyüp ıslanmak yerine youtube’dan yağmur sesi açıp dinlemek zorunda kalmamız bizi mahvetti.

NEFES 9

Yarın  mucizelerin günü olsun.İkram edilen taze demli bir çay mesela,ya da bir fincan mis kokulu bir kahve.Eski bir arkadaştan hiç beklemediğiniz bir telefon.Ya da geçmişten çıkıp gelen eski ama unutulmayan bir yüz.Güzel kokulu bir yemek mesela.Sevgi dolu bir çift göz.Yarın  küçük sevinçlerin günü olsun.Radyoyu açtığında sevdiğin bir şarkının çalması mesela.Ve o şarkıya eşlik edebilmek.Bir gücün bizi ,beni,seni koruduğunu ve kayırdığını.Bir yerlerden özellikle sana gülümsediğini hissettiğin,o garip ama hoş duyguyu tattıran bir gün.Ve hep birlikte bu yarın böyle bir güne.Küçük sevinçleri büyük mucizeler gibi gördüğümüz bu güne.

TEORİ(K)

Hepimiz heba oluyoruz. Lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, ya da beyaz yakalı köle olmuş. Reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde. Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz. Bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. Bir acımız yok, ne büyük savaşı ne de büyük buhranı yaşadık. Bizim savaşımız ruhani bir savaş. Ve bunalımımız kendi hayatlarımız. 

Sadece felaket sonrası diriltmiş olacak bizi. 

Omlet yapmak için yumurtaları kırman gerekir. 

Hayır, değil. Eğer hiç kavga etmemişsen kendini tanıman ne kadar mümkün? Hiç bir yara izim olmadan ölmek istemiyorum. 

Sahip oldukların, sana sahip olur.

Tüm umudunuzu kaybetmek özgürlüktür. 

Bırakın evrilelim; herşey düşeceği yere düşsün. 

Biz televizyon izleyerek, milyonerler, sinema tanrıları, rock yıldızları olacağımıza inanarak büyüdük, ama olmayacağız. Şimdi bunu anlamaya başlıyoruz. 

Fight club 

Hay benim bel boşluğum

Kişinin canını sıkan, stress yaratan, üzen, bunaltan, sinirlendiren, hasta eden… olaylardan, kişilerden ya da nesnelerden uzak kalmak bir süre ya da tamamen başka şeylere yoğunlaşmak adına yapacağı iştir kafa dağıtmak. 
Kimine göre en sevdiği şeyleri yapmaktır kimine göre de hiç yapmadığı şeyleri. Kafa dağıtmanın kişiden kişiye tercih edilebilecek bir çok yolu vardır. 
müzik dinlemek, kitap okumak, içki içmek, televizyon seyretmek, fotoğraf çekmek, resim yapmak, internette surf yapmak, dağ – bayır gezmek, denizde yüzmek, balık tutmak, uzak diyarlara gitmek, kimsesiz adalara düşmek, sevişmek, temizlik yapmak, çamaşır – bulaşık yıkamak, örgü örmek, ütü yapmak kick box,resim,taş boyamak bitmezzzzz  .. daha bir çok şey kafa dağıtmak için kullanılabilir. Bunların hepsi daha olumlu olmak adına unutmak, düşünmemek, atlatmak, yeniden başlayabilmek için yapılır. Dönem dönem insanların en çok ihtiyaç duyduğu eylemdir kafa dağıtmak, kafadakileri etrafa savuşturmak. Zira yapmama halinde depresyona bürünmüş bir bünyeye sahip olunma olasılığı çok yüksektir.
Kafa dağıtmak için kimyasallara başvuranlar da var, ama hiç tasvip etmiyoruz, yazık değil mi bünyenize?
Kişi bu gibi uğraşlarla hala kafayı dağıtamadıysa işi fiilen yapmak için kafayı duvardan duvara vurabilir, gerçi kimyasaldan ne farkı olur bilemiyorum. Bu arada yazdıklarımı duzelttigin için teşekkür ederim Arzu ☺ bu arada sevgilim kırmızı eldivenler ve şort benim